Samed Gök

Samed Gök

KIRKGÖZ Haber Değerlendiriyor
[email protected]

Fayton ve Atlı Araba: Bolvadin'de Tarih Oldular

09 Nisan 2025 - 11:18

Her şey bir sesle başlardı…

At nalının taş sokaklara vuran o ritmik, huzur veren sesiyle. Ardından rüzgar gibi süzülen faytonlar gelirdi. Mahalle aralarında dönerken, çocuklar el sallardı ardından. Kimi zaman bir düğün alayının başında süslenmiş, kimi zaman yük taşıyan bir emek aracının sade haliyle... Oysa şimdi, o ses yok. O görüntü yok. O yaşam biçimi yok.

Afyonkarahisar’ın Bolvadin ilçesinde bir zamanlar yaşamın içindeydi faytonlar. Sadece bir ulaşım aracı değil, aynı zamanda bir kültürdü atlı arabalar. Kadınlar misafirliğe giderken kullanır, gençler sünnetinde, düğününde faytonla gezerdi. Faytoncu sabahın erken saatlerinde atını tımar eder, yavaşça sokaklara karışırdı. Kim bilir kaç çocuğun belleğinde bu sahneler hayat boyu silinmeyecek izler bıraktı...

Ama şimdi…

Şimdi her şey değişti. Elektrikli bisikletler, hızlı araçlar, beton yollar aldı yerini toprak sokakların ve faytonların. Eskiden odun taşınan o atlı arabalar artık yok. Ne yük taşıyan at arabaları var sokaklarda, ne de peşinden koşan çocuklar. O gelenek, o ses, o yavaş akan zaman… Gidiyor.

Bu sadece bir aracın yok oluşu değil. Bu bir kültürün, bir yaşam biçiminin, bir geçmişin yavaş yavaş elimizden kayması. Çünkü faytonlar giderken, beraberinde anılarımızı, ritüellerimizi ve bir tür insan sıcaklığını da götürüyor. Motorun sesi, atın nefesindeki samimiyeti veremiyor.

Faytonlar sadece taşımadı bizi; mutluluklarımızı taşıdı, hüzünlerimizi, yolculuklarımızı, bekleyişlerimizi taşıdı. Atların yavaş adımlarıyla akardı zaman. Düğün konvoylarında alkışlar, çocuk kahkahaları arasında geçerdi sokaklardan. Oysa şimdi zaman koşuyor, insanlar birbirini tanımıyor, yollar kalabalık ama kalpler yalnız.

Bolvadin’de hâlâ birkaç kişi direniyor bu yok oluşa. Bazı özel günlerde süslenen tek tük faytonlar çıkıyor ortaya. Belki son kez bir çocuğun hafızasına kazınıyor bu görüntüler… Ama ne yazık ki artık her fayton gezintisi bir veda gibi, bir hatırayı yaşatmak için son bir çaba gibi.

Gelenekler sessizce ölmez. Onlar terk edildiğinde kaybolur. Ve biz terk ettikçe, geçmişle aramızdaki bağ da inceliyor. Belki bir gün tamamen kopacak. İşte o zaman fark edeceğiz: Giden sadece bir atlı araba değilmiş. Giden bizmişiz…

YORUMLAR

  • 0 Yorum